-
1 cep saati
карма́нные часы́ -
2 saat
час (м) часы́ (мн)* * *- ti1) час, вре́мяsaatinde — в устано́вленное вре́мя, в назна́ченный час
saat kaçta? — в кото́ром часу́?
saat kaçtır? — кото́рый час?, ско́лько вре́мени?
o saatte orada kimse bulunmaz — в э́то вре́мя там никого́ нет
2) часыsaati çaldı — а) про́бил чей-л. час; б) наста́ло / пришло́ вре́мя (чего-л.)
bilek / kol saati — ручные часы
3) тех. указатель, счётчик; ме(т)р ( в названиях приборов)gaz saati — газомер, газовый счётчик
••- saat başına ücret
- saat bu saat
- saati çaldı
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saat on bir buçuğu çalmak
- saati saatine
См. также в других словарях:
cep saati — is. Cepte taşınan saat … Çağatay Osmanlı Sözlük
cep — is., bi, Ar. ceyb 1) Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış parça Elleri ceplerinde, kapıdan kapıya gidip geliyor. M. Ş. Esendal 2) Trafiği kolaylaştırmak, araçların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saat — is., ti, Ar. sāˁat 1) Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker. R. N. Güntekin 2) Vakit, zaman Oyuncular meyus olmayarak gene saati… … Çağatay Osmanlı Sözlük
piryol — is., esk. Üzerinde kümbet biçiminde bir kapağı bulunan, oldukça büyük bir tür cep saati Adem Ağa, kordonunu şehadet parmağına sarıp geniş şal kuşağından piryol saatini çıkardı. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük